Erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddetin altında Kuran’ı referans alan erkek profili olduğunu düşünmüyorum. Müslüman bir birey açısından kadına şiddet orta sınıf muhafazakar insanların açmazı değildir zaten; orada daha çok elindekiyle yetinmeyen daha farklısını arayan bir erkek profilini bulabiliriz belki. Bunu da helal sınırlarını gözetmeye çalışarak yapıp yapmama arasında kalan bir profilde devam ettiriyor olabilir. Gelir düzeyi düşük alt sınıf bir Muhafazakar Müslüman’ın da kadına şiddet profili olmakla birlikte düşük olduğunu varsayıyorum.(en azından izlenimlerim öyle, yapılmış bir araştırma olduğunu görmedim)ancak öyle bir kesim var ki, gelenekleşmiş dini öğretiler ve ananeleşmiş erkek egemen bakış açısı ile birlikte, kişilik gelişimine yönelik eğitim almamış, toplum içerisinde yaşama kültürü edinememiş, bekarlık veya evlilik döneminde çok fazla kadınla yasak ilişki yaşamış, alkol, hatta uyuşturucu kullanmakta olup kadının toplumda görünürlüğüne kendisini alıştırabilecek yetenek, eğitim ve olgunluktan mahrum olmanın da verdiği yetersizlik duygusu ile referans alabileceği bir model bulamamanın da neden olduğu olumsuz davranışları kadınlar üzerinde uygulamaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bu ifadelere başka tespitler ekleyerek biraz daha açıklamak mümkün ama bu insanların genel profili ; ortak yaşam iddiasında bulunamayacak, bireyselleşememiş,toplumun diğer bireyleri, özellikle kadın ve çocuklar üzerinde tahakküm kurmaya meyilli birey görünümüdür. Bunu sonlandırmak ve daha sorumlu eğitim politikaları üretmek konusunda çok fazlaca kutuplaşma yaratan siyasilerimize ve düşünürlerimize iş düşüyor.
Gelişmiş toplum profili şimdilik bize biraz uzak görünüyor ama dış güçlerin müdahalesine sebep olan kendi açmazlarımızdan kurtularak egemenliğimizi ve medeniyet inşasını başarma konusunda kararlığımızı göstermek zorundayız.
Ben yüzyılımızda insanlığın farklı kültürlere sahip olsa da bir evreyi atlatma sürecinde olduğunu düşünüyorum bu çok karmaşık görünse de aslında insan olmaktan kaynaklanan beşeri zaaflarımız(hastalıklar, bencillikler, üretim imkanları ile tüketim olgusu arasındaki ilişkinin doğurduğu mülke egemen olma hırsı gibi ) ile bize insanlık alemi olarak bir eşik atlatacak değerlere sahip olma arasında bir noktada olmamızdandır. Aslında peygamberler bu sürece insanlığı taşımak için mücadele etmişler ancak onların bu alemden göçmesi ile insanlar bir medeniyet inşası fikrini tüm insanları kuşatacak kadar canlandırmayı başaramamışlardır. Her ne kadar insanlığın ilk doğuş aşamasında tam bir teslimiyetle Allah’a yakarılmışsa da alemdeki Sünnetullah’ı kavrama konusunda tam bir yetkinliğe ulaşılamamış ve Allah’ı alemde sıfatlarıyla görünür kılacak alet ve ilme kavuşma aşamasına insanlık hiç bu kadar yakın olamamıştır.modern ilimler bu aşamaya gelinmesinde çok büyük görevler ifa etmişlerdir.Kadına şiddet konusundan çok uzak gibi görülse de insanların kafalarında oluşan soruların onları açmaza sürüklediğini söyleyebiliriz, İnsanlar iyi olanla kötü olan arasında seçim yapma durumunda kaldıklarında vicdanlarının sesini bastıran küfrü anlamaları için, alemde Allahı görünür kılacak yaratılış hikayesini keşfinin gerektiğini düşünüyorum. Bu keşif ilk patlama etkisini avamda göstermeyecektir fakat yeryüzünde egemen olan karar vericilerin üretecekleri siyasetin daha adaletli olmasını sağlayacaktır.
Seyfettin ÜLGER