Home » Tarih » Antik Çağlar » Antik Mısır – Kısım 7 – Mutlak İktidar / Yazı / Ekonomi / Vergi

Antik Mısır – Kısım 7 – Mutlak İktidar / Yazı / Ekonomi / Vergi

antik-misir-temasi-10186-66

Ulusal yönetimin Eski Mısır’daki gelişimi, I. sülaleden III. sülaleye dek süren, Erken Sülale Dönemi (2950-2575) diye bilinen firavun uygarlığının oluşum safhasının en büyük başarılarından biriydi. Dönemin başında ülke yeni birleşmişti. Narmer ve ardılları Akdeniz kıyılarından Afrika’nın ortalarına kadar uzanan, geniş bir ülkeyi yönetmenin zorluğu ile karşı karşıyaydılar. Erken Sülale Dönemi kapandığı aşama da siyasi yönetim, kraliyet yapı projelerine büyük ölçüde para desteği sağlamakta ve merkezden denetlenen devlet güdümlü ekonomiyi yönetmekteydi.

Yazının, insanlık tarihinin diğer büyük buluşları arasında ayrı bir yeri vardır. Hiyerogliflerin ilk defa nasıl, ne zaman ve nerede geliştirildiğini bilmemiz olanaksız olsa da, ortaya çıkan veriler bir buluşa işaret etmektedir. İlk Mısır yazısının bulunması, Abdju’daki sülale öncesi bir mezardan, Narmer’den yaklaşık 150 yıl önce yaşamış olan bir hükümdarın mezarından günümüze ulaşan kemik etiketlere tarihlenmektedir. Yazı düşüncesi, Mısır’a büyük ihtimalle birleşmeden önceki yüzyıllara ait diğerMezopotamya etkileriyle birlikte geldi. Burada gelenin kavram olduğunu yazı sisteminin kendisi olmadığını düşünmeliyiz.
Hiyeroglifler, Eski Mısır diline kusursuz biçimde uygun oldukları ve tek tek göstergeler Mısırlıların özel çevresini açık bir biçimde yansıttıkları için yerel bir gelişmenin sonucu olmalıdır.

Bulunuş koşulları ne olursa olsun, yazı Mısır’ın ilk kralları tarafından hızlıca sahiplenildi ve Mısırlı bürokratlar arasında coşkuyla kabul edildi. Zaman yitirilmeden, kraliyet hazinesine giren ve çıkan mallar kralın armasıyla (Horus adı) damgalanıp kayıt altına alınmaya başlandı. Kayıt altına alınan bu malların üzerlerinde yalnızca kime ait olduğu değil, içerik, miktar, kalite ve kaynak gibi diğer önemli ayrıntıların olduğu etiketler bulunmaktaydı. Unutmadan, Eski Mısır’da okur-yazar sınıf oldukça azınlıktaydı. Okumayı ve yazmayı bilmek iktidarın kaldıraçlarına ulaşmak demekti.

Yazı, uluslararası ticarete de etki etmişti. I. sülale boyunca Yakın Doğu’dan yüksek kalitede yağ kavanozları ithal edilmişti. Bu tür malların ithalindeki artış, Güney Filistin’in her tarafında Mısır ileri karakollarının ve ticaret üslerinin kurulmasıyla ilişkilendirilebilir. Günümüz İsrail’indeki Nahal Tillah ve Tel Erani gibi sit alanlarında bulunan Mısır’dan ithal edilmiş (bazıları Narmer’in armasını taşıyan) çanak çömlekler, yerel imalatçılar tarafından Mısır üslubunda üretilmiş çanak çömlekler ve hiyeroglif damga izleri zeytin ve şarap üretim yerinin merkezinde Mısır resmi görevlilerinin bulunduğunu doğrular niteliktedir. Mısır hükümdarlığı Filistin ile Nil Deltası (Kuzey-Aşağı Mısır) arasındaki kıyı yolunu kullanan ticaret kervanlarına erzak sağlamak için bugünkü Gazze’nin yakınındaki En Bensor pınarlarında kendi tedarik merkezini kurmuştur.

Mısır’ın Yakın Doğu’yla ilişkisi en başından beri çelişkili ve karmaşık iken, Nübye’ye -Nil Vadisi’nin Birinci Çağlayan’ın güneyde kalan kısmına- karşı tutumu çok daha açıktı ve egemenlik kurmaya yönelikti. Ticaret yollarının denetimini ele geçirmede ve bütün karşı güçleri ortadan kaldırmada kararlı olan ilk Mısır hükümdarları, gerçek bir tehdit oluşturmadan önce Nübyeli rakiplerini hızla ortadan kaldırmak için harekete geçtiler. Yararlı ticari ortaklar ve coğrafi olarak Mısır’dan uzak olan Yakın Doğu kent devletlerinin var olmalarına izin verilebilirdi. Ama hemen yukarıda (güneyde) rakip bir krallığın bulunmasına müsaade edilemezdi. Mısır’ın Aşağı Nübye’ye kararlı ilk müdahalesinden sonra, Nil Vadisi’nin bu bölgesi -Mısır için bir sorun olmayı sürdürse de- yaklaşık bin yıl ciddi bir güç ortaya koyamayacaktı.

Bireyler ve topluluklar eskiden olduğu gibi topraklarını sürüp ekmeye devam etseler de, artık mülkünü kullanmaları karşılığında onlardan ‘kira’ bekleyen bir toprak ağası ile karşı karşıyaydılar.
I. sülale ülkedeki tarımsal verimliliği kendi avantajına dönüştürmek için hiç beklemeden ülke çapında vergi sistemini düzenleyip dayattı. Yazı, bunda da bir kere daha önemli rol oynadı. Mısır siyasi yönetimi, kayıtlı tarihinin en başından itibaren ulusun zenginliğinin hesabını tutmak ve vergileri toplamak için yazılı kayıtları kullandı. Mürekkeple yazılmış ilk yazıların bazıları Yukarı ve Aşağı Mısır’dan tahsil edilmiş gelire ilişkindir. (Narmer zamanından kalma kil kavanozların üzerindeki yazılar)

I. sülale döneminde devreye iki önlem sokulmuştu. Bu önlemler, V. sülale döneminde, yani yaklaşık olarak 2400’de derlenen ve kayıtlı tarihin başına kadar uzanan kraliyet vakayinamesinden biri olanPalermo Taşı’nda açıklanmaktadır. I. sülale kralı Aha’ya ilişkin günümüze ulaşan ilk kayıt, iki yılda bir gerçekleşen, ‘Horus’un İzlenmesi’ diye adlandırılan bir etkinlikle ilgilidir. Bu etkinlik, büyük olasılıkla kralın ve maiyetinin Nil Vadisi boyunca yaptıkları seyahatlerden oluşmaktaydı.
I. sülalenin üçüncü hükümdarlık döneminden kalma Palermo Taşı, yıllık Nil taşkınının kübit (bir kübit 52,32 santimetreye eşittir) ve kübitin alt birimleri cinsinden yüksekliğini de yazmaktadır. Ölçümle edinilen bilgiyi kayıt edip arşivlemek yıl içinde yaşanacak taşkınla orantılı alınacak vergileri düzenlemede muhakkak önemliydi. Vergilerin ülke genelinde toplanmasına dair geniş bir memur ağını hayal edebiliriz. Memurların görevlerini yerlerine getirmeleri aşamasında zora dayalı önlemlerle yardım edildiği neredeyse kesindir.

Devlet geliri olarak toplanan tarım ürünleri iki farklı şekilde değerlendirilirdi. Ürünün belli bir oranı, büyükbaş hayvanın iç yaşı ve deri, domuzlardan et, ketenden bez, tahıldan ekmek, bira, sepet gibi ikincil ürünler üretilmesi için doğrudan devlet imalathanelerine gönderilirdi. Bu ürünlerin bir kısmı devlet gelirini daha da artırmak için satılır ve değiş tokuş edilirdi; kalanı devlet çalışanlarına ‘maaş’olarak dağıtılır ve böylece bu ürünler saraya ve projelerine para sağlardı. Tarım ürünlerinin geri kalan kısmı (daha çok tahıl) Mısır’ın dört bir yanındaki önemli merkezlerde bulunan silolarında depolanırdı. Depolanan tahılın bir kısmı saray için düzenlenen faaliyetlerde kullanılırken önemli bir bölümü yaşanacak olan herhangi bir kıtlık için saklanırdı.

(Gelecek yazıda Palermo Taşı’na, devletin ileri gelenlerine tekrar değinip piramitler çağına yaklaşmış olacağız. Sevgilerle dostlarım.)

Kaynak: Eski Mısır – Toby WİLKİNSON

Tayfun KARNAKLI