bana kızacaksınız biliyorum
ama yine de söz yerini bulmalı.
mübarek akşamlarınız sizin olsun,
kutsanan yalanlarla,
Nebi-sav-nin yolunu hayattan kopardınız.
milyonlarca âminler,
nebi-sav-yi kutsayarak ötekileştiriyor.
kandil kutlu olsun da görsünler.
siz annelerinizi ve kız çocuklarınızı,
diri diri topluma gömüyorsunuz.
hayatı batıdan devşirip yaşıyor,
senenin belli günlerinde,
sanki günah çıkarır gibi,
aslında nebiyi değil kendinizi kutsuyorsunuz.
siz ey iman iddiasında bulunan,
fotoğrafçı, tüccar, yargıç, siyasetçi,
komutan, gazeteci, öğretim görevlisi,
yönetmen, öğretmen, öğrenci, aşçı,
anne, baba, kadın, erkek, işçi, köylü, kentli,
çoban, yaşlı, genç, hepiniz,
evet hepiniz hayatınızın neresinde bu nebi?
hadi durmayın, kutlu doğum için,
cep telefonlarınıza sarılın.
ve maillere koşturun,
ihtişamlı sözler sunun karşıdakilere.
böyle yapmakla Hz. Peygambere ulaşılacak öyle mi?
durun şimdi bu aldatmaca böyle devam etmemeli.
aşırı kutsayıcılık yöntemiyle,
raflara kaldırılan insanlık kitabını
yaşadığınız hayata indirin.
kitabın sayfalarında yazılanları
anlamak ve yaşamak için okuyun.
Hz. peygamber sevgisine,
o kitabın nasıl tarif getirdiğine bakın.
bırakın zihinler yorgunluğa ulaşsın.
bu ne biçim bir yanlış anlama böyle.
meğer, yahudi ve hristiyanlar,
Musa-as- ve İsa-as-yı hayattan nasıl dışlamışsa,
bu toplum da aynı biçimde kendi peygamberini dışlamış,
kimisi, aşırı sevgiyle hayattan dışlamış atmış.
kimisi, aşırı yermek yöntemiyle hayatından koparıp atmış.
sonuçta Hz peygamber her iki kesimin hayatında yok.
oysa Hz Peygamber-sav-ın doğumu var ya o doğumu,
insanlığın yeniden doğmasının günüdür.
kutsanıp raflara kaldırılan değil,
hayata indirilip, arkadaş kılınan Peygamber(sav) doğmasıdır.
şimdi söz zamanı değil yöneliş zamanıdır.
yüreğimizi onun geldiği zamana yöneltmeliyiz.
raflardan indirilip, hayata buyur edilen bir yaşamı,
Muhammed-sav-ın yaşamını model alıp
hayata indirmenin adıdır, kutlu doğum.
mübarek akşamlarınız sizin olsun,
kutsanan yalanlarla,
Nebi-sav-nin yolunu hayattan kopardınız.
milyonlarca âminler,
nebi-sav-yi kutsayarak ötekileştiriyor.
kandil kutlu olsun da görsünler.
siz annelerinizi ve kız çocuklarınızı,
diri diri topluma gömüyorsunuz.
hayatı batıdan devşirip yaşıyor,
senenin belli günlerinde,
sanki günah çıkarır gibi,
aslında nebiyi değil kendinizi kutsuyorsunuz.
siz ey iman iddiasında bulunan,
fotoğrafçı, tüccar, yargıç, siyasetçi,
komutan, gazeteci, öğretim görevlisi,
yönetmen, öğretmen, öğrenci, aşçı,
anne, baba, kadın, erkek, işçi, köylü, kentli,
çoban, yaşlı, genç, hepiniz,
evet hepiniz hayatınızın neresinde bu nebi?
hadi durmayın, kutlu doğum için,
cep telefonlarınıza sarılın.
ve maillere koşturun,
ihtişamlı sözler sunun karşıdakilere.
böyle yapmakla Hz. Peygambere ulaşılacak öyle mi?
durun şimdi bu aldatmaca böyle devam etmemeli.
aşırı kutsayıcılık yöntemiyle,
raflara kaldırılan insanlık kitabını
yaşadığınız hayata indirin.
kitabın sayfalarında yazılanları
anlamak ve yaşamak için okuyun.
Hz. peygamber sevgisine,
o kitabın nasıl tarif getirdiğine bakın.
bırakın zihinler yorgunluğa ulaşsın.
bu ne biçim bir yanlış anlama böyle.
meğer, yahudi ve hristiyanlar,
Musa-as- ve İsa-as-yı hayattan nasıl dışlamışsa,
bu toplum da aynı biçimde kendi peygamberini dışlamış,
kimisi, aşırı sevgiyle hayattan dışlamış atmış.
kimisi, aşırı yermek yöntemiyle hayatından koparıp atmış.
sonuçta Hz peygamber her iki kesimin hayatında yok.
oysa Hz Peygamber-sav-ın doğumu var ya o doğumu,
insanlığın yeniden doğmasının günüdür.
kutsanıp raflara kaldırılan değil,
hayata indirilip, arkadaş kılınan Peygamber(sav) doğmasıdır.
şimdi söz zamanı değil yöneliş zamanıdır.
yüreğimizi onun geldiği zamana yöneltmeliyiz.
raflardan indirilip, hayata buyur edilen bir yaşamı,
Muhammed-sav-ın yaşamını model alıp
hayata indirmenin adıdır, kutlu doğum.
“o gün hendekteydi
zor kayanın üzerine indirdi balyozu
umut arayan gözlere doğru
umutsuzluk aşılamak isteyenler duysun diye
küçük hesaplar yapmayın tembihi yapar gibi
kapısı açılacak sınırlardan haber verdi
mucize söylemine malzeme yapılsın diye değil
umut aşılasın
kem gözlere mil çeksin diye
çalışsın diye müminler
küçük hesaplar yapmasın diye
karınlarına bağladıkları taşı boşversinler diye
açılacak kapılara umut yolculuğu
mücadele yolculuğu yapsınlar diye
ve asırlar sonra bile
küçük hesaplar yapmasın diye müminler
…
keşke küçük hesaplar yapmasalardı
açlıktan taş bağladığı midesiyle
mücadele edip zorlukları aşmaya çağıranı
asırlar sonrada dinleselerdi
…
o bekliyor
mücadele sürsün diye
küçük hesaplara dava kurban edilmesin diye…”necip cengil/ mart 2013 / malatya
zor kayanın üzerine indirdi balyozu
umut arayan gözlere doğru
umutsuzluk aşılamak isteyenler duysun diye
küçük hesaplar yapmayın tembihi yapar gibi
kapısı açılacak sınırlardan haber verdi
mucize söylemine malzeme yapılsın diye değil
umut aşılasın
kem gözlere mil çeksin diye
çalışsın diye müminler
küçük hesaplar yapmasın diye
karınlarına bağladıkları taşı boşversinler diye
açılacak kapılara umut yolculuğu
mücadele yolculuğu yapsınlar diye
ve asırlar sonra bile
küçük hesaplar yapmasın diye müminler
…
keşke küçük hesaplar yapmasalardı
açlıktan taş bağladığı midesiyle
mücadele edip zorlukları aşmaya çağıranı
asırlar sonrada dinleselerdi
…
o bekliyor
mücadele sürsün diye
küçük hesaplara dava kurban edilmesin diye…”necip cengil/ mart 2013 / malatya