Bir yanımdan şafak sökerken bir baştan bir başa
Her gün selam veriyor güneş kurda kuşa.
Dört mevsim bir yaşarım, yok cihanda böyle eş,
Akşam sefasından ufuklardan batıyor güneş.
İşte ben Anadolu’yum, yiğidim çatıktır kaşım,
Bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım.
Yedi oğlum var biri Aras’tır, bir ucunda serhat,
Bir kızım var Dicle’dir, bir oğlum var Fırat,
İki ikizim var; Seyhan, Ceyhan kıskançlık verirler yada,
Her nesneye can verilir, yeşil Çukurova’da.
Bir oğlum var, uzun boyludur rengi kızıl ya,
Bir kızım vardır, kaşları hilaldir adı Sakarya.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum.
Ben Türküm, Kürdüm, Zaza’yım, Laz’ım, Çerkez’im, Dadaş’ım
Dedik ya bir babanın öz oğluyum, yedi kardaşım
Ben Karadeniz’de Lazım Hazar denizinde Abaz’ım
Bir elimde kemençe bir elimde sazım.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum.
Ağrı Dağında güvercinim. Bitlis’te Ahlat, Van’da Gevaşım
Ben Bingöl dağların da çobanım, Muş ile kardaşım.
Hakkari’de Ahmed-i Hani Feqiye Teyran’a kuşum
Ben Cizre yollarında Mem-u Zin ile yoldaşım
Batman da petrol, Diyarbakır ovasında pamuk,
Melikahmet dükkanın da kumaşım.
Siirt’te Koçero Mardin’de Süryani Antep’te Şahin,
Urfa’da Halil-ul Rahman sofrasında aşım.
Ben Erzincan’da Terzi Baba Elazığ’da Gagoşum.
Ben Munzur’da alevi, Sıvas’ta kızılbaşım.
İşte benim ben, ben Anadolu’yum
Ben Hatay’ da Arabım Habib-i Neccar’a yandaşım
Ben Malatya, Adıyaman, ben Maraş’ım,
Ben Kayseri, Kırşehir, Kırıkkale, eğilmez başım.
Ben Yozgat, Tokat, Ankara vatan duvarında taşım.
Adana, Antalya, İzmir, Bursa’dan hoşum
Sakarya, İzmit, İstanbul aşkıylan sarhoşum
Egede efe Trakyada Roman Marmarada Mamoşum
Ben Yurtta sulh Cihanda barışım
Ben Kuranı Kerim in ışığında çağdaşım
Ben Anadolu erenleri Mevlana, Yunus, Hacı Bektaşım
Ey sevgili! kendine gel ,sen bensin ben sizim.
Çanakkale’de yatan binlerce kefensizim.
Beni benden ayırmak ne mümkün,
Aynı bedenim, aynı kemiğim, aynı tırnağım, aynı dişim.
Ben anayım, ben babayım, ben dayı, yegenim, ben eşim.
Ya Rabbi sana arzu-yu niyazım var ayırma beni haktan.
Ya rab koru beni düşmanlardan dış mihraklardan.
Otuz beş yıldır ne baharım var ne yazım, mevsimde kışım.
Ben üzgünüm, ben kırgınım, ben ağlayan gözlerde yaşım.
Ben GÜRHAN’ım, garip ozanım, bu topraklarda vatandaşım.
H.G.