Bu bölümde, bütün bölümlerin bir özeti sunulmakta ve dil öğrenenler için önemli tavsiyeler sunulmaktadır.
-En kısa zamanda söylediğim kursa git ve düzenli olarak devam et.
-Hemen birinci seviye bir kitap al her gün en az 5 sayfa okumaya başla. Kitap biter bitmez gidip yenisini al. Bütün cümleleri kolayca anlamaya başladığında bir üst seviye kitapla okuma programına devam et. Eğer bir gün okuyamazsan, ikinci gün 10 sayfa oku. Eğer birkaç gün atlarsan bir daha toparlayamazsın. Programını bir yıl boyunca sakın bozma.
-Kitap okurken bilmediğin kelimelere sözlükten bak ve örnek cümlesiyle birlikte küçük bir deftere yaz. Bu senin özel sözlüğün olacak. Arada bir defteri çıkarıp kelimelere bak. Bir süre sonra kaç tane yeni kelime öğrendiğini görüp şaşıracaksın.
-Her gün en az 15 dakika mutlaka İngilizce bir şeyler dinle. Dinlediğin şeylerin seviyene uygun olması gerekmiyor. İnternetteki herhangi bir haber sitesinden de dinleme yapabilirsin. Burada en önemli nokta hiçbir günü kaçırmadan, her gün dinleme alıştırması yapman. Dinleme esnasında bir şey yapman gerekmiyor. Sadece anlamaya çalış. Eğer bir gün 2 saat dinleyip, sonraki iki hafta bir şey yapmazsan hiçbir işe yaramaz. O yüzden az dinle, ama her gün dinle.
-Daha önceki konuşmalarımızda fotoğrafçılığa ilgin olduğunu söylemiştin. Gidip fotoğrafçılıkla ilgili İngilizce bir dergi al ve fırsat buldukça oku. Ayrıca internette İngilizce fotoğrafçılık sitelerine gir, hoşuna giden bölümleri bir klasörde topla. Bu faaliyeti İngilizce öğrenmek için değil, fotoğrafçılıkla ilgili yeni bir şeyler öğrenmek için yap.
-Twitter’da birkaç tane yabancı ünlü takip et. Her gün cep telefonundan (herhalde bir akıllı telefon almışsındır ya da kısa zamanda alırsın) bu twitleri oku. Bu kişiler normal hayatta da takip ettiğin veya ilgi alanına giren kişiler olursa daha iyi olur.
-Bundan sonra evde film izlerken mutlaka İngilizce altyazılı olarak izle. Sinemaya gittiğinde de eğer çok kaliteli bir film değilse, alt yazılara bakmadan anlamaya çalış. Eğer vaktin olursa sana anlattığım şekilde bir filmi dört kere izle. Herhalde bu sistemi unutmamışsındır.
– Haftada bir oturup, o hafta yaşadığın şeyleri İngilizce olarak yaz. Yazdığın şey yarım sayfa veya bir sayfa olabilir ama mutlaka her hafta aynı günde defteri eline alıp bir şeyler yaz. Bu etkinlikte sözlük kullanabilirsin.
– Bütün bu çalışmaları yaparken mutlaka Türkçe kitap oku. Türk Dünya klasiklerini bitirmeye çalış. Kendine bir liste yap ve hedef koy. İki haftada mutlaka bir kitap bitir. Anadilini iyi beslemezsen, yabancı dilin zafiyet geçirir.
– Satranç hamledir. İsterse bütün taşların elmas olsun, doğru hamleyi yapmazsan kaybedersin. Yani hamle yapmayı bilmiyorsan, pahalı setler alman, yurtdışına gitmen, saati 200 dolara özel hoca tutman işe yaramaz. Doğru şeyleri yapmadığın müddetçe, yerinde saymaya devam edersin.
– İngilizce gibi minimalist mimariye sahip bir dili öğrenmek için çok karmaşık metodolojilere gerek yok. Birileri borsa piyasası gibi dilin değerini yükselteyim derken spekülasyon yapıyor ve yüzlerce teknik ve metodun içinde kayboluyorsun. Sen gökdelen hayalleriyle vaktini harcarken, birileri ilk katı çoktan çıkmış oluyor. Ve geç kalıyorsun. Aşırı idealizm adım attırmaz insana. Hangi ayağımı önce atsam daha iyi olur diye düşünürken bir bakarsın ayakların tutmaz olmuş. Öyleyse bekleme, harekete geç.
– Yabancı dil öğrenmek evliliğe benzer bir bakıma. Fazla flört edersen her türlü kusurunu görmeye başlar ve soğursun. Birlikte yaşamak falan da çözüm değil. Korkmayacaksın. Basacaksın imzayı ve yürüyeceksin. İkinci adım hemen çocuk yapmak. Şiddetli geçimsizlik sonucu ayrılsan bile çocuk sana kalır. Sadece hafta sonları bile görsen çocuk büyümeye devam eder.
İşte bu kadar İlker… Eğer bu söylediklerimi harfiyen uygularsan, bir sene sonra kesinlikle İngilizce olayını bitirmiş olursun. Belki konuşma konusunda biraz sıkıntı yaşarsın ama o da kendiliğinden hallolur.
Sakın gün atlama! Kursu bıraksan bile okuma, dinleme ve yazma programına devam et. Bir dille her gün meşgul olan bir insanın, bilimsel olarak o dili öğrenmemesi imkânsız… Kimi bir yılda, kimi iki yılda… Ama herkes mutlaka öğrenebilir.
Ben seni çok sevdim. Ama bu dediklerimi yaparsan daha çok seveceğim.
Haydi kal sağlıcakla…”
“Dediklerini yaptım hocam,” diye kendi kendine fısıldadı İlker.
Not: Bu yazı dersimizingilizce.com sitesinin kurucusu Salih Uyan’ın “Anlıyorum Ama Konuşamıyorum” kitabından alınmıştır. Kitabı beğendiyseniz, aşağıdaki linkten sipariş verebilirsiniz.
http://www.bkymarket.com/Anliyorum-Ama-Konusamiyorum,PR-146.html