Öncelikle Tim Burton’ın yönettiği bir film olması tabi ki çok cezbedici. Tim Burton bence bu jenerasyonun en iyi yönetmenlerinden. Filmin müzikal olması ve oyuncu kadrosu da sizi öyle bir çekiyor ki kendisine… Başrolde Johnny Deep, yanında Helena Bonham Carter, Alan Rickman, Timothy Spall… Ve benim çok beğendiğim, genç yeteneklerden Jamie Campbell Bower… Kadro müthiş!
Konusuna gelecek olursak;
Benjamin Barker (Johnny Deep) adında bir berber, karısına göz koymuş yargıçın (Alan Rickman) iftirasıyla hapse girer. Onlarca yıl sonra suçsuz olduğu anlaşılıp geri döndüğünde artık Benjamin’den eser kalmamıştır. Yeni bir adı vardır: Sweeney Todd. Ve Sweeney Todd’ın istediği tek şey intikam!
Fleet Sokağı’na geri döndüğünde Bayan Lovett (Helena Bonham Carter) ile tanışır. O da bir fırıncıdır ve işleri hiç iyi gitmemektedir. Aralarında bir ittifak başlatırlar. (Dahası spoiler olur, anlatmıyorum)
Yolda tanıştığı Anthony (Jamie Campbell Bower) de yargıçın evlatlık edindiği, Benjamin’in kızı Johanna’ya aşık olur. Fakat yargıç da Johanna ile evlenmek istemektedir. Anthony de kızı kaçırma hayalleri kurar.
Film bu şekilde ilerliyor ve müzikler gerçekten çok keyifli. Eğer müzikal filmleri sevmiyorsanız bile keyif alacağınızı düşünüyorum çünkü gerçekten çok güzel olmuş.
Bahsetmek istediğim bir diğer kısım ise yönetmenin film için tercih etmiş olduğu bazı unsurlar. Kanı çok farklı bir şekilde kullanmışlar. Yani ilk bakışta herkes “Abi bu bildiğin ketçap!” der. Ben bunu görünce aklıma benzetmeci tiyatro geldi. Bu unsur (ki kıyma gibi birkaç yerde daha bu şekilde yapılmış) benim çok hoşuma gitti.
Bir de siz filmi izlemeden bir uyarı da yapmam lazım ki eğer kesmeli, kanlı filmleri çok sevmiyorsanız izlememe şansını da göz önünde bulundurun. Zira ben bile böyle şeylerden çok etkilenen biri değilim ama izlerken aralarda gözlerimi kıstığım falan oldu.
Oyunculuklar harika, keyifli bir müzikal… Hadi ne duruyorsunuz, izleyin!
