Achara Poonsawat ya da diğer adıyla ‘Nin’ babasını çok küçük yaşta kaybetti. Hayattaki rol modeli ve akıl hocası hep annesi oldu. Annesinin mücadele dolu deneyimleri Nin’e çok değerli dersler verdi. Küçük kız, karşısına çıkan zorluklara rağmen asla vazgeçmemek konusunda kendisini adım adım eğitti.
Nin’in annesi hiç okula gitmemişti. Ama yine de Nin’in hayattaki en önemli öğretmeni oldu. Annesi, Petchburi’deki bir pazarda güneşin doğuşundan batışına kadar el arabasıyla dolaşıp taze meyveler satarak hayatını kazanıyordu.
Nin güçlü bir insan olarak yetiştirildi. Annesin kendisine bir şeyler öğretme tarzı hiç de geleneksel değildi. Nin’e sorular sormayı severdi. Nin’e gözlem yapmayı, analiz etmeyi, sonuna kadar denemeyi ve problemlerle cesaretle yüzleşmeyi öğretti. Onu uzaktan uzağa izlerken cevapların peşinden gitmesi için kızını cesaretlendirdi. Bu tarz bir ebeveynlik, inovatif olmak adına yeni bir şeyler düşünmesi için ona hep ilham verdi.
Nin yedi yaşındayken bir tatil günü annesinin yaptığı muhteşem ananaslı dondurmaları satmak için pazara getirdi. Annesinin ekstra para kazanmasına yardım etmek istiyordu. Önce başarılı olamadı. Annesi ona basit ama çoğunlukla göz ardı edilen bir öneride bulundu. Nin’e ne yapması gerektiğini söylemek yerine ona benzer şeyi yapan insanları izlemesini ve onlarla konuşmasını söyledi. Nin annesinin dediğini yaptı ve başka insanları gözlemleyerek nasıl satış yapabileceğini anladı. Ama daha da önemlisi Nin çok önemli bir yaşam dersi almıştı: Bazen öğrenmenin en iyi yolu gözlemek, denemek ve hata yapmaktır.
Aşağıdaki video Nin’in annesinden öğrendikleriyle başarıya ulaşmasının gerçek hikayesidir.
Anne ve kız yıllar boyunca birbirlerine uyum içinde yardımcı oldular. Nin büyüdüğünde öğretmen olma hayalleri de gerçek oldu. Kazandığı burs sayesinde eğitimini tamamlamayı başaran Nin, bugün ilkokul öğrencilerine sadece okuldaki dersleri değil aynı zamanda sevgili annesinden öğrendiği yaşam derslerini de öğretiyor.
Kaynak: http://www.sarnrak.net/inspiration/en/a-story-of-achara.html