Lisede okurken beden eğitiminden bozma Almanca hocamız yüzünden yabancı dil öğrenmekten ne kadar nefret edilebilirse o kadar nefret ettim. O dersleri nasıl geçtim bilmiyorum ama şu an Almanca’dan tek hatırladığım ‘I liebe dich’. Bunu da muhtemelen erkek nüfusumuzun tamamına yakını biliyordur.
Sonra kaderin garip bir cilvesi olarak üniversitede tamamı İngilizce olan ODTÜ’yü kazandım. Bölümüm tarihti. İlk birkaç ders dişimi sıktım ama sonrasında hemen tekrar üniversite sınavlarına hazırlanmaya topuklandım.
Tarihe olan ilgim devam ediyordu. Ama Hacettepe’nin Tarih Arşivciliği Bölümünü kazandıktan sonra sevinçle gittiğim kayıttan hüzünle döndüm. Zira bölümüm İngilizce’ydi. Ne alaka ise… Hasıl-ı kelam iş kayıtla kaldı.
Ben artık İngilizce’ye mağlup olmuş yenilmiş bir gladyatördüm. Anadolu’da kullanılan güzel bir tabirle ‘İngilizce öğrenmem ahirete kalmıştı.’ İngilizce öğrenme defterini bir daha açmamak üzere kapadım.
Yıllar geçti. Kişisel gelişim dergi ve kitaplarına editörlük yaparken basit bir ‘dil öğrenme engeline’ yenilmiş olmaktan rahatsız oldum. Zira hayatımın diğer tüm alanlarında hedeflerimi gerçekleştirmiştim. Neden bir dil engeli önüme sonsuza kadar dikilecekti ki?
Hasılı bavulumu topladım ve Amerika’nın yolunu tuttum. Bir yandan dil öğrenecek bir yandan yazacağım yeni kitaplar için malzeme toplayacaktım.
Ülkemizde dil öğreniminde neyi yanlış yaptığımızı, burada geçirdiğim 1 senenin sonunda çok iyi anladım.
Bizim milli eğitimimizin yabancı dil öğretme stratejisi “Yabancı dil nasıl öğretilmez” üzerine kurulmuştur. Bu alanda da gerçekten ödül almamız gerekiyor. Zira 70 yıldır yurttaşlarına 6 yıllık orta ve lise eğitiminin sonunda 5 kelime konuşacak kadar dil öğretemeyen başka bir sistem dünyada yok.
Umarım ülke olarak bu konuyu biran önce çözeriz. Zira dünyaya entegre olamayan toplumların geleceği hiç de parlak değil.
Konuyu fazla dağıtmadan hemen asıl meselemize geliyorum. Buradaki İngilizce öğrenme tekniklerini gördükten sonra kendime göre bir dil öğrenme programı yaptım. Adım adım uyguladım. Kendimde çok işe yarayan bu programı sizlerle paylaşmak istedim. Umarım sizlerin de işine yayar.
Dil Öğrenimde 1. Adım
Kesin Karar Verin: Dil öğrenmeye kaç kere başladınız? Muhtemelen birçok kez. Ama kursa gittiniz, kitap aldınız, internetten takip ettiniz ve sıkılıp bıraktınız. Tekrar bunu yaşamamak için dil öğrenmeye ciddi bir karar vermeniz gerekiyor. Neden dil öğrenmek istediğinizi bilmeniz de tabi. Başka ülkelere yerleşmek, çalışmak, gezmek için olabilir. Başka dilde okumak, yazmak, izlemek için olabilir. Her ne olursa olsun siz kesin kararınızı verin ve öyle başlayın. Karar verirken de yabancı dili okumak, yazmak, konuşmak ya da hepsini yapmak için mi öğreneceğinizi de netleştirin. Sadece kitap okumak, internetten bilgi toplamak için dil öğrenecekseniz tabi ki programınız konuşmak için dil öğrenenden daha farklı olmalı.
Dil Öğrenimde 2. Adım
Zaman Takvimli Program Yapın: Dil öğrenirken kendinizi kandırmayın. 3 ayda dil öğrenmek için 24 saat dille yatıp kalkmalısınız. Öğrenciysen, memursan, çalışansan, ev hanımıysan, patronsan neticede önce işini yapıp, okuluna gidip sonra dil öğreneceksin. O yüzden makul ve mantıklı bir zaman programı yapın. Örneğin şöyle bir program olabilir: 6 ayda okuma, 10 ayda yazma, 12 ayda konuşma. 24 ayda çeviri yapma. Bu ortalama yeni bir dil öğrenen kişiler için oldukça uygun bir programdır.
Dil Öğrenimde 3. Adım
Programınıza Uyun: Her öğrenci için en zor olanı budur. Programa uymak. Çünkü çoğu zaman bir engel çıkar ve programımızı bozar. Bu konuda rahat olun. Bir gün çalışamadınız mı, akşam uyumadan önce 5-10 dakika öğrendiğiniz dilde cümleler kurmaya çalışarak uyuyun. Ya da arabanızla ya da otobüsle giderken telefonunuza yüklediğiniz materyallerden dinleyin. ‘Asla kaç gündür çalışamıyorum bu iş olmayacak.’ demeyin. Her zaman devam edin. Küçük, ufacık öğrenme fırsatlarını bile kaçırmayın. Duş alırken, yemek yaparken, yürürken, spor yaparken… Bazen elinizde olmayan nedenlerden dolayı programınız 1-2 aylık uzun süreler sarkabilir. O zaman kesinlikle bırakmayın, ara verdiğiniz süreyi zaman takviminize ilave edin ve devam edin.
Dil Öğrenimde 4. Adım
Düzenli Öğrenmeyin: Bu ifadeyi yanlış yazdığımızı zannedebilirsiniz. Hayır, doğru yazdım: Düzenli öğrenmeyin. Kastım şu: Yani sıradan giderek gramer bilgilerini, en basit cümlelerden başlayarak konuşmaya çalışma egzersizleri yapmayın. Bir gün çok basit bir konu diğer gün hiç duymadığınız ağır bilgiler içeren başka bir konu çalışın. Grameri oradan, buradan, şuradan çalışın. Bir kitaba bağlı çalışıyorsanız, bazen başlardan bazen ortalardan bazen sonlardan çalışın. Unutmayın çocukken konuştuğumuz dili öğrenirken ne gramer biliyorduk ne de dilbilgisi. Duya duya bilinçaltımız öğrenmişti ve biz de konuşmaya başladık. Yeni dili de böyle düşünün. Her şeyden bir şeyler çalışın, dinleyin, konuşun.
Dil Öğrenimde 5. Adım
Ezber Yapmayın: Yabancı dil öğrenirken ezber yapmaya gerek yoktur. Çünkü hayattaki iletişimler ezberle yaşanmaz, o an gelişigüzel yaşanır. Yeni tanıştığınız herkesle adın ne, nerelisin, ne kadar süredir buradasın, neleri seviyorsun, gibi soruları peş peşe soruyor muyuz? Hayır, sohbet bizi o sorulara zaten götürüyor. Ezberlemek yerine kelimeleri ve cümleleri bol bol kullanın. Yeni bir kelime mi öğrendiniz. Bunu hemen kullanın. Mümkünse sıra dışı şekilde kullanın. Örneğin yeşil kelimesini öğrendiğiniz dilde öğrendiniz, hemen sıra dışı tamlamamalar ve cümleler kurun: Yeşil adam gördüm, yeşil su içtim, yeşil ekmek yedim gibi.
Dil Öğrenimde 6. Adım
Sesli Tekrar Yapın: Bilinçaltınız sesi çok sever. Onu sesli konuşarak, okuyarak, yazarak bol bol şımartın. Film seyrederken, kitap okurken, müzik dinlerken sesli olarak tekrarlayın. Bu tekrarların sayısı artıkça ve zaman geçtikçe size ne kadar çok yararı olduğunu kendiniz göreceksiniz. Dilin kelimeleri ve cümleleri kendiliğinden aklınıza gelecek. Kursa gidiyorsanız kurstan verilenleri yoksa internetten bulduğunuz dokümanları bol bol okuyun, izleyin. Aynı konuları başka kaynaklardan çalışın, dinleyin. Bu konuda, bir kitapevine gittiğinizde ve internette o kadar çok yardımcı kaynak var ki, hiçbir zaman sıkıntı çekmezsiniz. Sadece siz bulduğunuz bu kaynakların hakkını verin.
Dil Öğrenimde 7. Adım
Arkadaş Edinin: Dünyanın küçük bir köye döndüğü bu ortamda öğrendiğiniz dili konuşan arkadaşlar bulmak o kadar kolay ki. Facebook, Twitter, Msn, Gmail gibi sosyal ortamlardan ve yabancı dil arkadaşlığı için kurulan birçok siteden yararlanabilirsiniz. Buralardan bulacağınız bir arkadaş sizi dil öğrenirken tetikleyecektir.
Dil Öğrenimde 8. Adım
Altyazısız Film Seyredin: Yabancı dil öğrenirken herkes filmlerden yararlanır. Ama çoğumuz altyazılı şekilde seyrederiz ki bir taraftan filmi anlayalım diye. Bunu kafanızdan silin. Filmlerde altyazı kullanmayın. Kullanacaksanız da öğrendiğiniz dilin altyazısı olsun. Seyredin seyredin. Zaten 5-10 filimden sonra ne kadar çok geliştiğinizi ve filmi az buçuk anlayabildiğinizi görünce siz de şaşıracaksınız.
Dil Öğrenimde 9. Adım
Günlük Tutun: Kendi dilimizde tutmuyoruz ki yabancı dilde tutalım diyebilirsiniz. Benim demek istediğim öğrenme günlüğü tutun. Bugün şu dersi çalıştım. Şu kelimeleri öğrendim. Şu anlama geliyorlar, şeklinde bilgileri yazın. Sonra onları okuyun. Zaman geçtikçe ne kadar çok bilgi öğrendiğinizi size gösteren ve sizi cesaretlendiren dostunuz olacak o günlükler.
Dil Öğrenimde 10. Adım
Cesur Olun Yanlış Yapın: En önemli adımı en sonra sakladım. Zira dil öğrenmenin en kolay yolu bol bol hata yapmaktır. Eğer bir başkasıyla konuşurken, yazışıyorken yapıyorsanız doğal olarak size bunun doğrusunu öğretmek isteyecektir. Alın size bedavadan öğretmen. Kendi kendinize yaparsanız da doğrusuyla karşılaştığınızda bilinçaltınız sizi doğrusuna yönlendirecektir. Çünkü yanlışı belki bir kez yapacaksınız ama doğrular birçok yerde karşınıza çıkacak. Bilinçaltı her zaman çoğulun tarafındadır. Yaptığınız yanlışlar, öğrenirken her zaman bilinçaltınızı tetikleyecektir. Bu yüzden dil öğrenimde “Cesur yürek” olun ve durmadan yanlış – doğru saldırın.
Yabancı dil öğrenmek çok zor gibi gözüken ama beyninizde sizi korkutan engelleri kaldırdığınızda çok zevkli bir öğrenme sürecidir. Başka bir dilde sohbet etmenin, kitap okumanın, günlük tutmanın keyfi gerçekten bir başkadır.
Yabancı dil öğrenme sürecinizde size başarılar diliyorum.
Bir gün başka bir dilde buluşmak dileğiyle…
*
Adem Özbay
ademozbaya@gmail.com
www.ademozbay.com
www.gencgelisim.com
*
kaynak: http://dahibeyin.blogspot.com/2012/11/yabanc-dil-ogrenmenin-10-temel-adm.html